“Soru şu: İnsan Hayal ettiğini mi? Yaşar. Hak ettiğini mi. yaşar.?” Cevabı çok soru ve sorunlu olsa da, tıpkı Atasözüne göre bir delinin kuyuya attığı taşı, kırk akıllı çıkaramaz gibi tartışmaya açık düşündürücü bir soruyu daha karmaşıklaştıran tıpkı tez anti tez misali gibi; ya “o” delinin dehası ya da, kırk akıllının zekası sorgulanmalı cevabı ile düşünme sınırını zorlamasıdır. Her iki soruya da, kimi insanların bir cevabı olsa da, kimi insanlar sınıfta kalmayı göze alarak soruya sorun olabilecek kaygısı ile cevap vermemesidir. İçinden zor çıkılacak belki de, hiç çıkılamayacak bir muamma görüntüsüdür. Bu gel git hal, sınıf tekrarı yaptıracak veya sınıf atlayacak kadar zor bir final sorusu ile karşılaşmak gibidir. Kısacası münazara konusu olacak tavuk mu yumurtadan, yoksa yumurta mı tavuktan çıkar, sorusunun taraflar arasında en başarılı ikna eden(in)(lerin) doğrusu kadardır. Münazaralar genellikle yetenekli bir hatibin planlı dolaylı anlatım ve stratejik hamlelerle destekli doğru olmasa da, başarılı bir sonuçtur. Asla nokta atışı net doğru bir cevap değildir. Her hâlükârda deneyimlenen yaşam pratiği göstermiştir ki; Hayatın: kimisi zirvesini, kimisi ise, zerresini, kimisi ise, hiç birisini yaşa(ma)dığıdır. Bence” (Pirxan)