“Bazen bırakın sadece onlar konuşsun, içinden gelen düşündüklerini! Kim diye soranlara, onlar fanteziler uğruna zirveye çıkan EGO’lar ile beslenen canavarlaşan arzulardır. Beğenmeseniz de, ama deyip, araya girmeden sadece anlamak için dinleyin, mümkün ise açın mikrofonu dışarı verin sesini, çağırın birilerini beraber dinleyin. Sonra çekilin şöyle sessiz sakin bir yere, biri yoksa bile sen ve siz ile tartışın anladıklarınızı anlamadıklarınızı da, artık kimin eteğinde ne taş var ise dökülmüştür.  Vurun eleğe hepsini, ama un eleği olmasın lütfen! O kalburüstü kalanlar “fosilden” elmas olmayı başaranlar gibidir. Yürü artık bir sonraki istasyona doğru, yol alabildiğin kadar. Yalnız değilsin artık “sırtını” dayayacağın, gölgesinde serinleyeceğin Çınar gibisin. Dökülenler bırakın onları döküldüğü yerde döküldüğü gibi darmadağın “üretim” hatası olsun, belki bir gün geri dönüşüme lazım olur…!!!