Eğri-doğrular!
“Kimi zaman huşu içinde dalarken maziye, düşe kalka geçen koca hayatta; kazandım sandığım kaybettiklerimi arıyorum! Bulsam da, bit pazarında köhne bir eskici dükkânında, ihtişamını kaybetmiş kalmayan albenisi ile alıcısını bekleyen paçavra gibiydiler. Halbuki ne kadar da, çırpınmıştım onları kazanmak için, oysa bu günün gözüyle bakınca bu beş para etmezler için en değerli “hazinem” olan zamanımı kaybettiğimi görüyorum! Asla; keşke demeyeceğim, çünkü kaybettiklerim; kazancımdan rıza en beytülmale aktarılan sadaka olsun. Hayatta her yaşanan “kötü” bildiğimiz iyiler vardır “o” sabretmeyi başaranlar için kazançtır. Kimileri kaybettiğinde kazanır, kimileri kazandığında kaybederler Felsefesine inanlar için geçmiş ile hesaplaşmak ve bu gün helalleşmeyi başarmak ise, heybeden dökülen kayıplar toyluğun zekatı olsun, kazançlar ise, kaybedilenlerden baki kalan tek hazinedir. Bence!!!”(Pirxan)