İnsan; tanımı yapılırken kısaca düşünen ve düşündüğünü ifade eden sosyal bir canlı olarak tarif edilir. Ancak yaşadığımız bu süreç (pandemi) itibari ile insan(lığın) sanki yeniden ve yeni bir tanıma ihtiyaç olduğudur. Çünkü genel ve de dar tanımı ile bu gün sosyolojik bir irdeleme ile tanıma uymayan birçok yeni durum ile karşı karşıya olduğumuz gerçeğidir. Kısa vadede süreç sebebi ile daralan hareket alanına ilaveten ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel sahada ameli birikimden yoksun liyakat ehli ön görülebilir projesi olmayan, (ben yaptım doğrudur) yönetsel dayatmalar tümden hayal ve umudu yeşertecek soluklanma, mola verecek istasyonların da, berhava olduğu/olacağı endişesidir. Endişeler daima toplumsal yaşam dinamiklerini rölanti seyir ile süreğenliği normalleştirme ihtimalidir. Olağanlaşan bu durum orta vade için oksijen takviyesi ile stabilleşen durum,  derhal normalleşme önlemleri alınmadığı taktirde uzun vadede ağır koma hali ve cihaz destekli bir tabloya evrilme korkusudur. Elbette insanlığın endişesi söz konusu tabloları yaşamadan süreci mümkün olan en az hasarla atlatma dileği/umududur. Biliyoruz ki, bahse konu tablo sonrası yaşanabilecek travmaların derinleşmesidir. Bu gibi durumlarda iyileşme olsa da, olası kimi vakalarda ruhsal veya bedensel “sekellerin”  kalıcılığıdır. Sağlam kafa sağlam vücutta olacak ise, yaşanan tablo ile travma geçirmiş kafa sağlam vücut bulsa bile düşünme yetisi kalmayan kafanın vücudu ayakta tutsa da, iskelet görüntüsü ile zombi senaryosunun gerçekleşmiş hali gibidir. Tüm bu traji komik vahamet tablosu göstermektedir ki, düşünen ve düşündüğünü ifade eden sosyal bir canlı tanımı ile bir bağı kalmayan insan; akli melekeleri tarumar yönü yolu birbirine karışmış hayal umudu kaybolmuş, dolaysıyla bu halet-i ruhiye içinde sosyalleşemeyeceği düşünülecek olursa, hayvandan ayıran olağanüstü özelliklerini kaybetmiş insan; yeni bir tanım ihtiyacının duyulmasıdır. Tartışılan bu ihtiyacın uzak bir ihtimal olmadığını söylemek kâhin olmayı gerektirmeyecek kadar açıktır. Dilerim insanlık var olan tanıma sahip çıkarak, inandığı onur ve erdem “yüceliğine” layık bir yol bulacaktır