“Hayatı salt yeme, içme, örtünme, barınma, eşleşme ve üremeden ibaret görme kolaycılığı (sığır yaşamı) ile sadece duygusal bir yaşam tercihi yapmak yaradılışın manasından uzaklaşmaktır. Belki bu seçeneği tercih edenler, sadece toprağı eşeleyerek hayatta kalmak için kurtçuklarla protein ihtiyacı karşılamak gibidir. Ancak bu durum hiç bir zaman gerekli “beslenme” ihtiyacı için yeterli değildir. Beslenme için mutlaka kazıyarak derinlere fosillere inerek bilinmeyeni bilme/bulma dahası USsal Akl etme ve cevhere ulaşmanın önünde engel gibi duran her şeyi kaldırmakla mümkündür. Engel; daima var olana rıza, gösterenlerin olması gerekenin hiç olamaması onayıdır. Oysa insanlığın aradığı hayatın gerçekliği ise, bu da ancak muhayyile edilenin Töze ulaşma arzusu gayesi amacı ile ihtiraslardan uzak sıfat, nefs, ego ve maddeden arınarak beslenen bir ruh ile mümkündür.”