“Yeter artık bıktım şu kaybolan kilidin anahtarını aramaktan, sanki “laçka” olmuş şu meret maymuncukta açmıyor. Bulmalıyım şu anahtarı, kapalı kalan yüreğimin…!!! Yıkmalı duvarlarını kırmalı bütün kapılarını, aksın şöyle bir ömür nadasa bırakılan topraktan ovaya doğru, ne varsa içinde! çeltik ekilirse hasat iyi olacak gibi, ama “mevsim” geç oldu sanki; bu yıl ekin yetişmez artık, kır bahçesi yapmalı akasya, çınar gibi meyvesi olmasa da, gölgesi olan ağaçlar, renk renk çiçekler, güller ekmeli, kuzular, kediler, köpekler, tavuklar, tavşanlar, güvercinler beslemeli unuttum sanmayın cıvıl cıvıl koşuşan çocuklara parklar, küçük bir de, süs havuzu yapmalı içinde balıklar, ördekler olmalı, yanı başına piknik masaları kurmalı, yakın mangalları tüten dumanlar içinde ızgaralar pişerken, hani semaveri de, unutmayın; demli olsun çaylar, “dökmeli” çayları dostlar bardaklara; bizde içimizi dostlara …!!!