“İnsan: Fırtınadan çorak topraklara savrulmuş, filizlenmeye çırpınan tohum gibidir. Bulutlardan süzülen bir damla göz yaşına muhtaç güneşe hasret yarını meçhul sığındığı ona hayat veren toprağın mültecisi belki de, sığınmacısıdır. Düşünen sosyal bir canlı olarak tanımlansa da, İnsan! Uslu uslu yaşadıkça adeta Genetiği Değiştirilmiş Organizma gibi “İnsanlığı” (düşünme yetisi) tıpkı zembereği boşalmış zamana göre ilerlemeyen her baktığında aynı zamanı gösteren saat misali, sadece hayat belirtisi veren cihaz desteği ile yaşayan organları bağışlanmış, beyin ölümü beklenen hasta gibidir. Düş’ süz umutsuz adeta, varlığına inandığımız ama somut olarak tanımlayamadığımız ama soyut şeyler için kullandığımız deyimle “ruh” gibidir. Bir umut doğacak güneşe yürüse de, düşler; Ne acıdır ki, doğan Güneş altında bile gün ortasında karanlığı yaşıyor. Fırtına habercisi karabulutlar kaplamış bir ortamda birlik olmak “bir olmak” anlamına gelmediğini kavrayamayan zekalar; oksitlenme (paslanma) yaşarlar. Bu ve benzer vakalarda, antipas kullanılsa da, vaziyeti toparlamak zaman alacaktır. Zamanın israf edildiği durumlarda genellikle sorun sorulara gebe “bebek” prematüredir. Dolaysıyla bu ahvalde “sebepler” meyvesiz sonuçlar zehirlidir. Zehirlenme Hekim teşhisi ile sebep olarak belirlenmiş ise, ilk yardım mühimdir. Çünkü alerjik kimi bünyelerde acilen yapılan ilk müdahale sonrası gelişmesi muhtemel iç ödem riskleri önlemek için hasta derhal klinik tedaviye alınmalıdır. Bütün bu meşakkatlere sebep ve sonuç ilişkisi kurulamayan sığır yaşamına rıza göstermek, var olan ile yetinen, olması gerekenleri düşünmeyen düşünme(me)zliktir. Tıpkı fay hattı bölgesini imara açan ”zekalar” olası acı sonuçlara sebep olabilecek dayanıksız yapıları görmezlikten gelmek gibidir. Demem o ki, gerek bireysel ve gerekse toplumsal (insan, hayvan ve doğa) konularda “vergilerinle maaş ödeyerek” memur kıldığın “hizmetkarların” yaptığı/yapacağı her pratik teorik fiil ve eylem, bağlı olduğun mensubiyetlerinden azade, herkese eşit mesafede ve olması gereken olup, olmadığını US’lu US’lu sorgulamayandır. İNSAN! Adeta balçığa batmışın çıkmak için çare aramak yerine bir “kurtarıcı” bekleme acizidir.” Pirxan