“Elinden oyuncağı alınmış ağlayan çocuk gibiyim. Yolunu kaybetmiş “kör” bir kuyuda, bilinmeze doğru görünmeyen ışığa yürüyorum, yol uzun beden yorgun yük ağır olsa da, son dönemce belki ötesine kadar; geleceğe gitmeli düşlerin olduğu yere kadar, bulmalıyım ne varsa orada…! Hayallere dair. Hiç değişmeyen var olana rıza göstermek, olması gerekenlere ulaşmamak ise, bilinmeyeni bilmeye bilenini bulmaya koşmalıyım, ta ki, bütün kapıları kapalı vicdanların kaybolan anahtarını “çalanı” bulana kadar…!!!