Dün bu gün yarın
“Fazla gerilere gitmeye gerek yok abartıyorum 1960-1980 doğumlu, “kemale” ermiş diyebileceğimiz yaş arası kime deseniz ki, hadi köyümüze geri dönelim, muhtemelen bu bir şarkı sözüdür bilmez miyim? Diyecektir. Oysa ben gerçek anlamı ile sormuştum, yani her fırsatta bu yaş gurubu insanlar (- +) herkes her şey kötü, her yer kötü, herkes kötü, eskiden her şey iyiydi şimdi her şey çok kötü, peki sormak lazım dünkü iyi olan neydi? Bu gün kötü olan ne? İyi kim? kötü kim ve kötü olan ne! Cevap münazara konusu olacak kadar karmaşık olsa da, tatminkâr bir cevap kimine göre olsa/olmasa da, görünen “zahiri” görünmez kılan aynadan habersiz bu hal, kişiyi kendini görememe ve “hakikate” sırtını dönmesi gibidir. Çünkü akl edince kişi, kaşığı batırdığınız her şey kaşığı kirlettiği gerçeğidir. Süt beyaz olunca kaşık beyaz görünse de, bu yanılsama aslında değişmeyen gerçeği görememedir. Elbette kimin hangi pencereden baktığı ve neleri gördüğü/ görmediği sebep ve sonuçları ile bakınca her iki zamanda da, iyi veya kötü denebilecek epeyi güzelleme veya yerme yapılabilecek kıyaslama ve veya örnekleme mümkündür. Hâlbuki Söz konusu her iki dönemi yaşamışların, dünde kalmış içinde büyümeyen “çocuğu” taşıyan bu guruplar, Devran’ın “Dem’e” yenildiğini unutmuş gibiler. Sorsanız bu gün koca Dünya’yı minicik avcumuza sığdıran ve ulaşmak istediği her şeyi yanı başında gibi, hayatı kolaylaştıran bilişim ve teknolojik deha nimetleri terk et hadi köyümüze eski zamana gidelim deseniz inanın evet, hadi gidelim diyecek birileri çıkmayacaktır. Dolaysıyla derim ki, geçmişten seni etkileyen ne var ise, hepsini ruhuna nakşet ve bu güne dön yeni bir format at güncellen aklınla buluşturduğun yüreğinde harmanladığın bütün “o” güzellikleri, patlayan volkan misali akan nehirlere dök, bırak özgürce yeni yuvalara, ovalara denizlere deryalara aksın can olsun, sen de, kurul şöyle havuz başındaki Sedir’e var nargilenin keyfine; huzur bulan ruhundan yarınlara selam söyle…!!!