“Boş ver bırak öyle dağınık kalsın, toparlamaya gerek yok. Zaten toparlasan da, öyle fazla toparlayacak bir şey de, kalmadı ya! Her şey bir birine karışmış, tıpkı “Arapsaçı” misali, neye elini atsan elinde kalıyor. Şuraya bırakayım desen, her taraf bom boş bıraktığın yeri de, doldurmuyor. Aslında toparladığın bir şey de, yok. Ortada hiçbir şey de yok zaten, hiçbir şey kalmadığı için adeta “pasaklı” kiracısı çıkmış temizliği yapılmamış ev gibi duruyor. Her şey! Bu hal, haram suda yıkanıp, arınmış itibarı gören “kirlenmişlik” bir insanlık trajedisidir. Adeta son yıllarda insanların arzuladığı yaşamın ne ötesinde, ne gerisinde aralarda bir yerde dayatılan/yaşatılan hayat gibi, hayal var umut edemiyor, umutlansa heyecan duymuyor, sağlığı yerinde hasta gibi, herkesle birlikte ama çok uzaklarda yapayalnız gibi, sofra zengin iştah yok, iştahlandığında yiyecek bir şey yok, yaşıyor fakat ne için nasıl yaşadığını bilmiyor, adeta İnsanlık! Tıpkı eşeyli üreme misali, eriğe şeftali, şeftaliye erik aşısı yapılmış karışıma “nektarin” dense de, adına! Aslında ne şeftali, ne de, eriktir. Tadı ne ekşidir ne tatlı, kategorik olarak meyve olarak tanımlansa da, hayal dünyasında yaşayan halüsinasyon gören şizofreni vaka gibidir. Tıpkı yaşar ama yaşamaz metaforu gibi, US’sal olmayan görmediğini görmüş duymadığı işitmiş gibi, inandırılan sanal bir yaşam dayatması gibidir. Bu gün Hayat!!!” Pirxan