“Kimi ülkeler işletmelere, işini kaybetmiş veya çalışma imkânı olmayan vatandaşlarına ekonomik yardımlar yaptı, yapmaktadır. Tabi bu fakir (Avrupa Amerika vb.) ülkeleri için doğaldır. Ki bu zengin ülkelerin yoksul vatandaşlarına yardım yapması insani ve ahlakidir. Fakat “nankör” olmamak lazım, fakir ülkeler kıskanmasın diye nazar boncuğu taktığım adını vermediğim ülkeler başta olmak üzere insan hak ve özgürlükleri ol-mayan Demokratik Laik Sosyal ve Hukuk Devleti olan kimi ülkelerde “hamdolsun” milli gelir adil düzen-siz bir şekilde dağıldığı-madığı için çok şükür huzur ve refah içinde olan Halk; Devlete yardım edecek durumdadır. “Netekim” bu zor şartlarda kimi yoksul devletlerin çalışanlarının %40’ı asgari ücret alan çok zengin vatandaşları Devletlerine yardım ettiklerini de, biliyoruz. İlginç olan bu yardımseverlik “bulaşı” açlık sınırındaki nüfusun %80 kesiminden olmasıdır. Bu açlık ve yoksulluk sınırında gelir ile yaşam mücadelesi veren cebi delik yüreği yanık “zenginler” varlıklıları doyurursak belki refaha kavuşuruz dahiyane şükür düşüncesidir. Elbette normal bir zekâ ile anlaşılmayan bu durum, psikolojik ve sosyolojik yönleriyle incelenmeye muhtaç olduğudur. Çarpıcı olan bu sosyopsikolojik bilinmeze sebep azların hiçbir fanteziden kaçınmadan lüks içinde yaşarken, yığınlar; ozanın dediği gibi (yiğit muhtaç olmuş kuru soğana) durumunda yaşam sürme mecburiyetinde bırakıldığı hale şükretmesidir. Kısacası demen o ki; Kimi kendini bilmezler gece gündüz demeden 7/24 saat bizler için çalışan Hizmet-kar larımızı kötülemeye çalışsa da, siz siz olun bu diş mihraklı kötülerin iç mihraklıları olmayın sakın ha, biliyoruz ki; ganimet içinde yüzme bilmeyen dehası ile dahi olmamızdan dolayı Dünya bizi kıskanıyor. Ben diyorsam bildiğimden değildir. Siz de inan-mayın. Ama Rahat UYU UYU YAT UYU-MA !!!”